Aktif Tecrübeler
↻- nokta 9
- nokta 8
- nokta 7
- nokta 6
- hizliresim
- Türk kadının Türk erkeği üzerinde yarattığı etki
- Rodrigo Duterte
- En iyi film müzikleri
- Uğur Mumcu
- Bir Başka Tepeden (Yahya Kemal Beyatlı)
- Cebu Ayala Alış Veriş Merkezi Yangını
- Sinulog Festivali
- Mayon Volkanı Patlaması
- Düşen meteorun geceyi gündüze çevirmesi
- Cebu
- Palawan gezi rehberi
- nokta 5
- nokta 4
- Ayala Alış Veriş Merkezi Cebu
- Palm yağı içeren ürünler
- Burgaz Ada'nın Dalgıç Köpeği Dost
- İran devlet başkanından sıkıntılı açıklama
- nokta 3
- nokta 2
- 4 metrekare alanda yaşamak
- Cymbalta
- Tropikal Depresyon
- Teneke varile yapışmış köpeğin kurtarılması
- Tayland mı Filipinler mi?
- Siteye reklam amaçlı link vermek
- Greyder marka ayakkabı almak
- Martı beslemek
- Bir İş görüşmesi Hikayesi
- Planet Earth
- Passionate Dialogue
- Kalmah - The Trapper
- Puanla uçak bileti alımında Yapı Kredi Adios kart rezaleti
- Yurtdışına kargo gönderimi ücret farklılığı
- Windows 10’a ücretsiz yükseltme yapmak hala mümkün mü?
- İstiklal Caddesi'ndeki nostaljik tramvayın kaldırılması
- Bali
- Ülkeyi terk etmek için sebepler
- 1 haftalık Muğla kamp tatili
- GSS prim borcu (Gelir Tespit Tutanağı)
- Her gün ölmek yerine bir kere ölmek
- Oceral kullanmak
- Aynen
- En iyi gençlik şarkıları
- İvan Bunin
- İvan Bunin - Mitya'nın Aşkı
Sayfa:
İstiklal Caddesi
Eleni Karaindrou - To Vals Tou Gamou
Bu parça İstiklal Caddesi'nde senelerce dur durak vermeksizin gece gündüz çalıyordu. Sanırım 7 sene çaldıktan sonra susturdular ve ismi bir ara İstiklal Caddesi'nde çalan parça olarak biliniyordu.
Bu parça İstiklal Caddesi'nde senelerce dur durak vermeksizin gece gündüz çalıyordu. Sanırım 7 sene çaldıktan sonra susturdular ve ismi bir ara İstiklal Caddesi'nde çalan parça olarak biliniyordu.
Dün İstiklal Caddesi - Balo Sokak önündeki canlı bomba saldırısından sonra internette "koca bir ülke olarak korkudan evde oturduğumuz" ile ilgili yazılar okudum. 20 Mart 2016 Tarihinde Balo Sokak yakınından (Tam canlı bomba saldırısının olduğu yerden) çektiğim fotoğraf görüntüdeki gibidir. İnsanların hepsi korkudan evde oturuyorsa bu dışarıdakiler kim?
İstiklal Caddesi'nin trafiğe kapatılması bulunduğu bölge için çok önemli bir milad olmasına karşın benim için de tramway yolundaki ağaçların sökülmesi ciddi bir milad olmuştur.Ağaçların sökülmesi ile birlikte tarihi arnavut kaldırımı yollar yerini "topuklu ayakkabılarla daha rahat yürünülebilmesi"ni sağlamak için yeni taşlara bıraktı fakat bu taşlar da beklenen etkiyi yaratmadı.Çünkü doğru dürüst yapılamadı.Taşların döşendiği dönemde orada olanlar bilirler; istiklal caddesindeki yeni taşların döşenmesi yaklaşık 1 yıl sürdü..:) bu süreçte sona yaklaşılırken başlangıçta yapılan bölümler bozulmaya başlamıştı bile.Bu durum yapanlar ve yaptıranlar tarafından pek umursanmadı ama esnaf bezmişti.Şimdi topuklu ayakkabılar bu taşların da arasına girebiliyor, yağış olduğu zaman taşların üzerine bastığınızda altında birikmiş suyu yanınızdan geçen kişilere sıçratabiliyorsunuz.
Tabi akabinde Fatih Akın'ın Crossing The Bridge:Sound Of İstanbul isimli filminde de değindiği gibi sokak müzisyenleri başta olmak üzere kültürel ve sosyal olan ne varsa Galata ve Tünel tarafına doğru sürüklemeye başladılar.Onların yerine de AVM kültürü ve dünyaca ünlü büyük markalar İstiklal Caddesine sıralanmaya başladı.Hep kalabalık olan istiklal caddesi sene 2014 itibariyle hınca hınç bir vaziyette.Cumayı cumartesiye bağlayan gecelerde yolda yürümek işkenceye dönüşüyor.Üstünde yürüyen kitle artık yolda yürümeyi dahi bilmeyen bir insan güruhu oldu.Bu noktayı bir kaç soruyla netleştirmek ve yazımı bitirmek istiyorum:
1-İstiklal Caddesi'nde yürüyüp omuz yemeyeniniz var mı?
2-İstiklal caddesinin bir ucundan diğer ucuna 1 lira isteyen insanlardan sakınarak gidebilen kaç kişi çıkar?
3-İstiklal Caddesi'nde yere tüküren ve çöp atan insan görmeden 5 dakika yürümek mümkün mü?
Tabi akabinde Fatih Akın'ın Crossing The Bridge:Sound Of İstanbul isimli filminde de değindiği gibi sokak müzisyenleri başta olmak üzere kültürel ve sosyal olan ne varsa Galata ve Tünel tarafına doğru sürüklemeye başladılar.Onların yerine de AVM kültürü ve dünyaca ünlü büyük markalar İstiklal Caddesine sıralanmaya başladı.Hep kalabalık olan istiklal caddesi sene 2014 itibariyle hınca hınç bir vaziyette.Cumayı cumartesiye bağlayan gecelerde yolda yürümek işkenceye dönüşüyor.Üstünde yürüyen kitle artık yolda yürümeyi dahi bilmeyen bir insan güruhu oldu.Bu noktayı bir kaç soruyla netleştirmek ve yazımı bitirmek istiyorum:
1-İstiklal Caddesi'nde yürüyüp omuz yemeyeniniz var mı?
2-İstiklal caddesinin bir ucundan diğer ucuna 1 lira isteyen insanlardan sakınarak gidebilen kaç kişi çıkar?
3-İstiklal Caddesi'nde yere tüküren ve çöp atan insan görmeden 5 dakika yürümek mümkün mü?
2005-2006 yıllarından önce güzeldi İstiklal Caddesi. O dönemlerde arnavut kaldırımı taşları döşeli, caddenin her iki tarafı ağaçlarla kaplı idi. İnsan sayısı azdı ve dolayısıyla rahatça yürür ve şimdilerdeki gibi omuz yemezdik. Caddede yürürken karşılaştığımız insanlar genelde entellektüel, metalci-rocker tarzına sahip insanlardı ve her ne kadar onlardan rahatsızlık duymuş olsak da o dönemin aykırı tarzı "emo"larla da karşılaşılırdı. Çok farklı insanlar gözümüze çarpardı, baştan aşağı siyah giyimli gotik kızlar, uzun saçlı erkekler sıklıktaydı.
Ağaçlar söküldü, arnavut kaldırımları sökülüp yerine granit ve sonra da beton döküldü, içkilere zam geldi, bir mekanda oturup sarhoş olana kadar içki içmek olanaksızlaştırıldı, eski mekanlar kapandı,cadde baştan sonra mağazalarla doldu, alışveriş merkezleri açıldı ve bu mağazalar Suudilere hizmet eder hale geldi. Bütün bunlar bu entellektüel camianın buralarda takılmasını engelledi, yerine adeta kız kesmek için dolanan krolar, barzoları getirdi.
Ve bu yüzdendir ki artık bu caddede yürümemek için çaba sarfediyorum. Ruhumu daraltıyor, hayatın kötü gerçeklerini daha çok yüzüme çarpıtıyor, insanların artık ne olduğunu, sahte, yapmacık davranışlarını, yüzlerine yansımış o bencilliklerini görüyorum.Neyse ki ara sokakları var istiklal Caddesi'nin, onlar hala direniyor. Cihangire doğru uzanan "ara sokaklar" kurtarıyor tam anlamıyla Beyoğlu'nu. Salıyorum kendimi Beyoğlu'nun ara sokaklarına ve adeta sudan çıkmış bir balığın tekrar suya dönmesi gibi nefes alıyorum. Evet Beyoğlu güzel ama artık "insansız" güzel. (Bknz:İnsansız Beyoğlu)
Ağaçlar söküldü, arnavut kaldırımları sökülüp yerine granit ve sonra da beton döküldü, içkilere zam geldi, bir mekanda oturup sarhoş olana kadar içki içmek olanaksızlaştırıldı, eski mekanlar kapandı,cadde baştan sonra mağazalarla doldu, alışveriş merkezleri açıldı ve bu mağazalar Suudilere hizmet eder hale geldi. Bütün bunlar bu entellektüel camianın buralarda takılmasını engelledi, yerine adeta kız kesmek için dolanan krolar, barzoları getirdi.
Ve bu yüzdendir ki artık bu caddede yürümemek için çaba sarfediyorum. Ruhumu daraltıyor, hayatın kötü gerçeklerini daha çok yüzüme çarpıtıyor, insanların artık ne olduğunu, sahte, yapmacık davranışlarını, yüzlerine yansımış o bencilliklerini görüyorum.Neyse ki ara sokakları var istiklal Caddesi'nin, onlar hala direniyor. Cihangire doğru uzanan "ara sokaklar" kurtarıyor tam anlamıyla Beyoğlu'nu. Salıyorum kendimi Beyoğlu'nun ara sokaklarına ve adeta sudan çıkmış bir balığın tekrar suya dönmesi gibi nefes alıyorum. Evet Beyoğlu güzel ama artık "insansız" güzel. (Bknz:İnsansız Beyoğlu)
Sayfa: